Panik Atak Korku Nöbetleriyle Ortaya Çıkıyor
Nörolog Dr. Yavuz, panikatağın durumlarda yoğun korku nöbetleriyle ortaya çıktığını söyledi.
Yavuz, panikatağın deprem gibi ortada görülen hiçbir neden yokken, beklenmeyen bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkabiliyor” dedi.
Gittikçe zorlaşan hayat şartları, yaşanan yoğun stres ve benzeri birçok olumsuzluk ile ortaya çıkabilen panikatağın, çağın hastalığı haline geldi.
Hastalığı depremle karşılaştırarak “Akut ve ani olarak gelişen yoğun korku nöbeti” olarak tanımlayan Reem Nöropsikyatri Merkezi kurucusu Dr. Mehmet Yavuz, panikatak hastalarının panik dolu yaşamlarının çağın afeti depremle benzerliğini vurguladı.
Artçı ataklar olur Dr. Mehmet Yavuz: “Panikatakta da aynı deprem gibi artçı ataklar olur. Büyük atak sonrasında daha küçük artçı ataklar görülebilir. Ancak bunlar ilk gelen büyük atak kadar etkili olmasa da yine de çok korkutucudur. Kişi her küçük atakta büyük atak yaşayacağını düşünerek paniğe kapılır” diyerek iki durumda da yaşanılan korku ve tepkinin benzer olduğuna dikkat çekti.
Depremde de sonraki artçı sarsıntıların her birinin, ilk büyük depremi çağrıştırarak korku yaşatması gibi panikatakta da kişi korku anında ne yapacağını şaşırıp kala kalıyor.
Felaket ve trajedi haberleri tetikler
Ortaya çıkmaması için psikolojik travmalardan uzak, sağlıklı ve düzenli yaşam gerektiren hastalığın oluşmasında pek çok etken söz konusu.
Globalleşen dünyamızda dünyanın öbür ucundaki bir felaket olayından ya da bir trajediden anında haberdar olmamız hastalığın ortaya çıkmasında iletişim ve haberleşme araçlarının etkisini de artırıyor. Dr. Yavuz, haberleşme olayının nispeten düşük olduğu kırsal kesimlerde panikatak vakalarının metropol ve şehirlere nazaran daha az görüldüğünü söyledi.
Korkusunu yaşatır ama öldürmez
Panikatağın kişinin psikolojisini altüst edecek etkiye sahip olduğunu, atak esnasında yoğun ölüm korkusu yaşandığının da altını çizen Dr. Yavuz şu bilgileri paylaştı: “Kişi bazen delireceğini, çıldıracağını düşünür. Bu kadar yoğun korku ve anksiyeteye rağmen, panikatak gerçekte hiçbir zaman kişiyi öldürmez. Deliliğe ya da akıl hastalığına neden olmaz. Ancak karşılaştırdığımız bir diğer durum olan deprem öyle değildir, depremin şiddetine göre her zaman hayati tehlike söz konusudur. Sosyal hafızadaki gerilim kayıtlarının ani bedensel tepkimeleri ile ortaya çıkan panikatak, deprem gibi somut önlemlerle engellenemez” diye konuştu.
Tedavisi sabır gerektiriyor
“Uzun soluklu olan panikatak tedavisinde ilaçların yaklaşık 2 hafta sonra etkisini göstermeye başladığını vurgulayan Dr. Yavuz, “Bu sebeple tedavide sabır en önemli unsurdur. Hastaların ilaç tedavisini iyileştiklerini düşünerek yarım bırakmamaları da çok önemlidir” uyarısını yaptı.
Ağır vakalarda ilaç tedavisinin yanı sıra psikolojik destek ve psikoterapi de uygulanabileceğini söyleyen Yavuz, “Psikoterapi de hasta da panik atağa neden olan etkenlerin telkin yoluyla ortadan kaldırılması esasına dayanır. Hastaya panikatakla baş etme mekanizmaları öğretilir. Atağı yatıştıracak nefes alıp verme teknikleri öğretilir” dedi.
Hasta ilaçlara yanıt vermezse
Özellikle ilaçlara cevap vermeyen ya da tam düzelmeyen hastalarda TMS seansları denenebileceğini ifade eden Dr. Yavuz, şunları söyledi: “Manyetik stimülasyonla, depresyon ve panik atak merkezi resetlenerek temelden tedavi imkânları araştırılır. Bu tedavinin yan etkisi yoktur. Her yaşta hastaya uygulanabilir. Hamile bayanlar gönül rahatlığı ile TMS tedavisi görebilirler. Antidepresanlar gibi kilo aldırıcı yan etkileri olmaz.”