Toplumsal Hayatı Doğrudan Etkileyen 4 Etkili Kitle İletişim Aracı |
Sayfa İçerikleri
Toplumsal Hayatı Doğrudan Etkileyen 4 Etkili Kitle İletişim Aracı
Kitle iletişim araçları deyince iletileri ya kitlelere, ya da kişilere ileten iletişim araçlarını kastetmiş oluyoruz. Kitleye yönelik olanları, çok sayıda insana aynı iletiyi iletmekte becerikli araçlar… Bir diğer ifadesiyle, kitleye hitap edenleri için çok sayıda insana aynı düşünceyi düşündürmek istediklerinde ellerinden kurtuluş yok diyebiliriz! Etki alanı bu denli geniş mecraları kimlere emanet ediyoruz? Tanıdığımız, güvendiğimiz kişilere mi yoksa ne olduğu belli olmayan, öylesine birilerine mi? En yakınımızın, komşumuzun bile ne olduğu yıllarca beraber yaşadığımız halde öğrenemiyorken ilk cevap, doğru ve dürüst bir yanıt olmaz. Neymiş bunlar, gelin derli toplu bir göz atalım. İşte, Türkiye’de toplumsal hayatın kaderini belirleyen dört etkili kitle iletişim aracı.
1- Televizyon
Kiminin aptal kutusu, kiminin eğlence kutusu olarak kabul ettiği bir kara kutu tüm evlerde. Yakın zamana kadar evine sokmamakta ısrarcı olanların bile bu süreci plazma, HD televizyonlarla sonlandırdığını biliyoruz. Nereden geliyor bu çekicilik? Herhalde, en etkili kitle iletişim aracı televizyon, sektörü şaşalı birilerinin yönetiminde olduğundan hep aynı şeyler de yayınlansa, mesela TRT’nin siyah-beyaz tek kanalı da olsa şaşasından dolayı içindekilere dair bir merak uyandırmayı her zaman beceriyor.
2- Telefon
Telefon, Graham Bell’den sonra yüzlerce kez tekrar icat edilmiş bir alettir. Aslında telefonun icadını Graham Bell’e yıkmak, ondan sonra telefona ilk icadından belki çok daha başarılı gelişmeler sağlamış yüzlerce insana haksızlık etmek olacaktır. Telefon, ilk günkü gibi konuşarak iletişim kurma yolunun adı değildir. Neredeyse her işi gören bir alete telefon diyoruz bugün. Telefonun etki alanı, artık biraz da sadece telefon olmaya uzak duruşundan kaynaklanıyor.
3- Gazete
Herkese ve her türlü gelişmeye rağmen gazete etkinliğini sürdürebilir mi? Bu sorunun cevabını şimdiden veremeyiz ancak gazetenin ayakta kalabilmeyi başarabilmiş olması gözlerden kaçmıyor. Ayakta kaldıkça basılıyor, basıldıkça ayakta kalıyor. Başarasının bu dirençten kaynaklı olduğunu düşünebiliriz. Düzenli basılmaya daha çoook uzun yıllar devam edecek gibi. Türkiye hala bir sürü gazete basım tesisine sahip. Gazetelerin sanal dünyanın geçiciliklerine sahip olmaması, onları avantajlı kılmaya devam edecek. Ne demiş atalar… “Söz uçar, yazı kalır.”
4- Posta
Posta da etkinliğini el altından çok derin ve kuvvetli bir şekilde sürdürüyor. İletişimde az tercih edilen bir yöntem olması, mahremiyeti, güvenilirliği gibi unsurlar bazı insanları iletişimde yalnızca posta kullanmaya itebiliyor. Bu zahmetli işin, bir cabası var… Kaybolan mektup, geç gelenler, gelip akıbeti belli olmayanlar, yanlış yerlere bırakılanlar ve dahası… Posta, ne televizyona, ne telefona, ne de gazeteye alternatif… Yalnızca ayaklarını yere sağlam basanların başvurduğu bir yöntem.