 |
| Fazla İnternet Yalnızlıktır |
Fazla İnternet Yalnızlıktır
Bazı insanların ellerinde sözüm ona akıllı telefonları düşmez oldu. Çünkü interneti her an kullanma isteği, neredeyse tüm anımızı, en güzel anlarımızı öldürür hale geldi. Şu da olabilir, işiniz bunu gerektiriyorsa internetin imkânlarından sonuna kadar faydalanabilirsiniz. Kimse buna bir şey diyemez çünkü mecbursunuzdur. Fakat özellikle internetin bir ürünü olan sosyal medyanın insanı nasıl bir hale getirdiğiniz hiç tahmin ettiniz mi? ya da şöyle yapalım, herkes bu yazıyı okurken, internetin hayatınızı ne kadar etkilediğini, ne kadar ona bağımlı olduğunuzu bir düşünün. Bakalım nasıl bir oranla karşılaşacaksınız. Ya da bir günde ne kadar internettesiniz, bunu hesaplayın bakalım nasıl bir sonuç ortaya çıkacak.
Geçenlerde bir haber kanalında izlemiştim. Genç bir kız kardeşimiz her an cep telefonunu kullandığını, 5 dakika internete girmediğinde kendini ölecekmiş gibi hissettiğini anlatıyordu. Ne kadar vahim bir durum değil mi? çok da bilemeyiz ama bu kardeşimizin gerçek sosyal yaşantısı hakkında bazı kesin bilgilere ulaşabilmek mümkün olabilir. Cep telefonu elinden alındığında depresyona bile girebilir. Zaten haberin devamında psikolojik destek almaya başladığı belirtiliyordu. Arkadaşlarıyla olan ilişkisi, ailesiyle olan ilişkisi, belki de en önemlisi hayata olan bakış açısı normal düzeyde değildir bu kardeşimizin. Telefonu elinden alınıp sosyal medya hesaplarına giremediğinde kendini yalnız hissedecektir emin olabilirsiniz. Normalde de böyledir inanın. Örnek verdiğimiz kişi gibi daha binlercesi, dünya genelinde örneklendirilebilir. Kim ne yapmış, nerelere gitmiş diye çaba sarf etmekten, oturup güzel bir film izlemeyi kaçırabiliriz. Sinemaya gitmek son derece anlamsız gelebilir. Dışarı çıkıp güneşli havanın tadını pekâlâ alimizde telefon olmadan da çıkarabiliriz. Üstelik böyle davranmak daha ucuz. Gerçekten, gerçek anlamda sosyal hayata dâhil olmak, kendimize pay çıkararak faydalanmak daha ucuz. Sürekli internet çok zararlıdır. Tanıdığım bir yerel yöneticinin bir lafı var, teknolojiyi gereğinden fazla kullanmak insanı körelteceğinden, asla değiştirmeyeceğinden bahsediyordu. Ne kadar önemli bir tespit değil mi? internetin başında saatlerimizi harcamak bize hiçbir şey değiştirmez.
Farklı durumlar elbette istisnalar gurubuna dâhil edilebilir. Mesela borsa işleriyle uğraşıyorsak, internetin başında sürekli borsayı, kurları, döviz kurlarını takip edebiliriz. Çünkü işimiz bu. Bilinçli kullanmanın örneklerinden biridir bu. Fakat işimiz bittiğinde her şeyi bir kenara bırakıp yalnızlığımıza aniden son vermemiz gerekir. Çevremizdekilere gözümüzü açıp, belki de küçük bir çocuk gibi balonun peşinden koşmamız gerekir. Farklı bir örnek olarak algılayabilirsiniz bunu, fakat ne kadar önemlidir. Şöyle bir kampanya başlatalım mı; interneti bırak balonların peşinden koş. Sanırım dünya daha güzel bir hal alırdı. Çünkü internette gereğinden fazla zaman harcamak bizi bizden çalabilir. Biz onu değil, o bizi yönetmeye başlar. Kendimize daha fazla zaman ayıramayız. Bırakın kendimizi yalnız hissetmeyi, sürekli elimizde telefonla uğraşırsak çevremizdeki arkadaşlarımız zaten bizden uzaklaşacaktır. İnanın bu hiç de iyi bir durum değil. Sosyal medyalar üzerinden gerçekleşen evliliklerin, ya da daha küçük boyutta düşünelim, arkadaşlıkların neden faydalı olamadığını, uzun süremediğini veya kaliteli olamadığını hiç düşündünüz mü? İşte cevabı anlatmaya çalıştığımız durumdan başka bir şey değil. Ben, bazen internetin soğuk savaşların en soğuğu olduğunu düşünürüm. Kütüphaneler artık yok olma sürecinde. Oradaki kültür, orada kurulan arkadaşlık ilişkileri artık yok maalesef. Sosyal ortamlarda okey oyunları oynamaktan çıkıp kahvelere gitmek bile daha iyidir ki kahvelerin çok faydalı yerler olmadığını düşünen biri olarak bunu söylüyorum. Düşünün o bile daha faydalı olacak. Biraz internetten uzaklaşıp kendimizi gerçek dünyaya adamalıyız, kendimize adamalıyız. Çünkü gerçekten ihtiyaçtan fazlası yalnızlığı getirir.
