Soichiro Honda, 1906 yılında Komyo adındaki küçük bir Japon eyaletinde Kobe köyünde çok mütevazı bir ailede dünyaya geldi. Yirminci yüzyıl yeni başlamıştı. O henüz 5-6 yaşlarındayken kasabaya ilk kez bir araba geldi. Ford marka idi. Onu görmek Soichiro’yu kesinlikle büyülemişti. Bu devasa makinenin yapabileceği şeyler ona inanılmaz geldi. Bu, kendi arabasını yaratmayı hayal etmeye başladığı gündür.

Okulunda yaptığı bir ufak sahtekarlığın fark edilmesi üzerine babası ona çok kızar ve 15 yaşında Tokyo’ya taşınır ve bir fabrikada iş bulur. Patronuyla iyi geçindi ve ilk günden itibaren büyük bir tutkuyla çalıştı. Bu yüzden fabrika müdürü bir gün Honda’ya etraftaki bazı uçak parçalarını alıp bir yarış arabası yapmayı deneyebileceğini söyledi.

Bir araba yapmak Soichiro Honda’nın en büyük hayaliydi. İşte bu yüzden patronu bu fikri önerdiğinde bir saniye bile tereddüt etmedi. Endüstriyel ve el işi tekniklerini birleştirerek ilk modelini yaratmayı başardı. Ayrıca parçaların çoğunu kendisi yaptı. Ahşap tekerleklerinin jantlarını eliyle oydu.

“Curtiss” modeli böyle ortaya çıktı. Hemen yarışlara gönderdikleri olağanüstü bir otomobildi. Sonra, 1924’te, Japon şampiyonasını kazandı. O sırada, Soichiro Honda sadece 18 yaşındaydı.

Sadece tutkulu ve kendini işine adayan bir tamirci olarak değildi, ayrıca bir yarış arabası sürücüsü olarak da parladı. Burası gerçekten öne çıktığı bir alandır. Arabasını saatte 120 km’ye kadar çıkarıp hız rekorunu kırmayı başardı ve bu rekor Japonya’da yirmi yıl kırılamadı.

[better-ads]

Soichiro Honda 21 yaşındayken memleketine geri dönmeye karar verdi. 6 yıl fabrikada çalışmıştı ve artık bir sonraki adıma geçmeye hazırdı. Ertesi yıl kendi şirketini kurdu: Başlıca işlevi, özellikle piston halkaları olmak üzere araba parçaları üretmekti.

Hikaye, bu parçaları tasarlamanın onu zora sokması ile devam ediyor. Yine de, Soichiro ısrar etti ve onları mükemmel kalitede üretmeyi başardı. O kadar iyiydiler ki, otomobil şirketi Toyota onun müşterisi oldu. Uzun yıllar boyunca onu ayakta tutan şey işi oldu.

Soichiro Honda küçükken ders çalışmaktan nefret ediyordu. İlerleyen zamanlarda “Bir şeyleri bilmek bize yaratıcılık getirseydi, dünyadaki tüm öğretmenler mucit olurdu,” diyecekti. Ancak yıllar geçtikçe, eğitimi büyümenin bir yolu olarak görmeye başladı. Bu yüzden Hamamatsu Teknik Okulu’na kaydolmaya karar verdi, ama okuldan uzaklaştırıldı. Çünkü anlamsız gördüğü için final sınavına katılmayı reddetmişti.

HONDA MARKASININ DOĞUŞU

Soichiro Honda hem dünya savaşlarına hem de Çin ile Japonya arasındaki askeri çatışmalara tanık oldu. II. Dünya Savaşı ülkeyi tamamen harap etmişti ve moraller bozuktu. Honda, o güne kadar inşa ettiği her şeyi bombalamalar yüzünden kaybetti.

İşte o yıl bir yıllık izin almaya karar verdiği zamandı. Evine bir viski damıtma tesisi kurdu ve bir yıl boyunca kendisi ve arkadaşları için içki yapmaktan başka bir şey yapmadı. Muhtemelen, her şeyi kaybettiği için, bir sonraki hamlelerini bulmaya da uğraşıyordu. Belli ki planları çok iyiydi, çünkü o yıldan sonra yine başarı kazanmaya başladı.
1946’da Soichiro Honda, Honda Teknik Araştırma Enstitüsü adında yeni bir işletme kurdu. Japonya’da araba filoları mevcut değildi, bu yüzden daha ucuz olan ve yeni koşullarda kullanılabilecek motosikletler üretmeye odaklandı. Doğru seçimi yapmıştı. Diğerlerinden daha az gürültü yapan hafif bir motor yaratmayı başardı. Bu onu başarıyla yükseğe fırlattı.

1973 yılında Soichiro Honda kendi şirketinde çalışmayı bıraktı. Çevreyi korumaya adanmış Honda Vakfını kurdu. O yıldan itibaren tüm çabasını ve bağlılığını bu göreve adadı. Ağustos 1991’de öldüğünde dünyadaki en büyük motosiklet üreticisi olarak biliniyordu.