Vefat Nedeni: Gericilik
Pek çok insan bugünü yaşamadan yarının hayalleri ile oyalanma yoluna gider. Esecek bir rüzgârın, sizi hiçbir zahmete sokmadan gideceğiniz yere ulaştırma ihtimali neyse, adım atmadan ve gereklerini yapmadan bir şeylere ulaşma ve bir şeyleri başarma ihtimaliniz de o kadar olacaktır. Beklemenin ölçüsü kaçtığı zaman ölüm raporunuza muhtemelen “vefat nedeni: gericilik” yazılması kaçınılmazdır. Karar vermek için günlerce bocalamak, o işi yapmak için ihtiyaç duyulacak enerjiyi de alıp götüreceği için hiçbir şey yapmadığı halde kendini müthiş yorgun hisseden bir sürü insan ile karşılaşmışsınızdır. Bu atalet ve kararsızlık durumu harici bir kundaklamanın şirkete vereceği zarardan daha büyüktür. Harici böyle bir zarar en azından sigorta şirketleri tarafından tazmin edilir. Dâhili zarar ağaç kurdununki gibi yavaş ama sürekli bir seyir takip ettiği için fark edilmesi de zordur. Üstelik “hangi namussuz yaptı bunu”, “çekemediler bizi” gibi sanal düşman arayışı içine girilir. Tabii düşman çok iyi gizlendiği ve profesyonelce hareket ettiği için tespit edilmesi de mümkün değildir!…
“Ben yıllardır bu uğurda saçımı sakalımı ağarttım” edebiyatı ile giriş yapan, sanki ezberine aldığı ve her gün okuması gereken bir dua imiş gibi her olumlu işe “hayır” demeyi adet haline getirmiş bu tecrübeli amcalar! dinamik gençlerin önünde Çin Seddi gibi dimdik ayakta dururlar. Ve bu muazzam tecrübeler! izin vermedikçe hiçbir şey yapılamayacaktır ve yapılmamaktadır da. Bu tecrübeyi, insanların ruhundaki dinamizmi felç eden hastalık olarak nitelemek yanlış olmasa gerek.
Tecrübenin, her girişimin ve yeniliğin önüne çıkması “gericilik” değil de nedir?