Sayfa İçerikleri
Queen’s Gambit Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler
Kimilerine göre 64 kareye sığan bir dünya… Kimilerine göre analitik zekaların dansı… Satranç, dünya tarihi boyunca zaman zaman tüm dünyayı etkisi altına almayı başardı. Yapay zeka ve bilgisayar teknolojilerinin geliştiği günümüzde ise Queen’s Gambit Dizisi, özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan satranca ve soğuk savaş günlerinde ABD ve Sovyetler Birliği arasında meydana gelen rekabete mercek tutuyor. Queen’s Gambit, satranç severlere olduğu kadar güçlü kadın karakterleri sevenlere de hitap eden kaliteli bir tarihsel dizi. Satranç ise, günümüzde analitik zekasını geliştirmek ve zihin jimnastiği yapmak için tercih edebileceğiniz basit ve iyi bir oyun. Peki satranç hakkında ne biliyoruz? Ya da satrancı yeterince tanıyor muyuz? İşte Queen’s Gambit Dizisi ile gündeme gelen satranç hakkında şaşırtıcı bilgiler.
[better-ads type=”banner” banner=”1300″ campaign=”none” count=”2″ columns=”1″ orderby=”rand” order=”ASC” align=”center” show-caption=”1″ lazy-load=””][/better-ads]
“Kralların Oyunu” Satranç
Satrancın geçmişi sanılandan çok daha eskilere dayanıyor. Yapılan araştırmalara göre satranç ilk olarak savaşa girmeden önce kumandanların savaş alanını gözlerinde canlandırması için icad edilmişti. Geçmişi günümüzden yaklaşık olarak 1500 yıl öncesine tarihlenen satrancın doğum yeri olarak ise Hindistan gösteriliyor. Yapılan araştırmalar, satrancın ilk olarak Hindistan’ da doğduğunu ve milattan sonra 6. yüzyıla doğru İran’a doğru yayıldığını göstermektedir. İran’ ın Müslümanlar tarafından ele geçirilmesinden sonra oyun aynı zamanda Güney Avrupa’ da da yaygınlaşmaya başladı. Farklı söylentiler bulunuyor olmasına karşın, satrancın bitiş sözünün “şah mat” oması, oyunun köken olarak İran’ a dayandığını doğrulamaktadır. Çünkü “Sah Mat” Farsça’ da “Kral Öldü” veya “Kral Çaresiz” gibi anlamlara gelmektedir.
İran’ ın yine popüler masa oyunlarından birisi olan tavlanın da anavatanı olduğunu söylemek mümkün. Bununla birlikte satranç, Güney Avrupa ve Müslüman Dünyası’ nın “yöneticileri” arasında oldukça popülerdi. Bu nedenle satranç aynı zamanda “kralların oyunu” ismiyle de anılmaktadır. Uzmanlara göre, özellikle 1800’ lü yıllarda genellikle entellektüeller ve elit kesim tarafından sevildiği için, satranca “kralların oyunu” denmiştir. Kimi çevrelere göre satrancın “kralların oyunu” olarak anılmasına neden olan şey, oyunun şah – kral taşının alınması ile sona ermesi. İngilizce “Chess” kelimesinin kökeni ise yine “şah” kelimesinin Fransızca ve İspanyolca’ daki telaffuzundan ortaya çıkmıştır.
Katlanır Satranç Tahtasını Kimin Bulduğunu Biliyor Musunuz?
Yüksek derecede odaklanma ve uzun oyun süreleri, çeşitli din ve kültürlerde satrancın yasaklanmasına veya oynanmasının hoşgörülmemesine neden olmuştur. Müslüman dünyasında olduğu gibi, Hristiyanlıkta da “satranç”, oynanması çok onaylanan bir oyun değildi. Öyle ki günümüzde sık sık karşımıza çıkan katlanabilir satranç tahtasının mucidi bir rahiptir. Rahip, tahtayı katlanır hale getirerek ve kütüphanesinde saklayarak satranç tutkusunu gizlemeyi başarmıştır. Çünkü satranç tahtası katlandığında bir tür kitap gibi görünüyordu. Satranç eğilimi arttıkça, çanta veya cepte taşınabilen ve katlanabilen küçük satranç tahtası versiyonları da üretilmiştir. Satranç, Hristiyan Dünyasında çok sevilmiyordu. Peki ya bizim kültürümüzde durum neydi? Satranç oynanmasının hoş görülmediği görüşü, çeşitli rivayetlere dayanmaktadır. Ancak oyunun ciddi konsantrasyon ve zaman gerektirmesi, ibadetlerin aksatılmasına neden olduğundan da bu oyuna karşı çeşitli önyargılar oluştuğu çeşitli uzmanlar tarafından dile getirilmektedir. Osmanlı’ da da oldukça popüler olan oyunu oynarken Şems-i Tebrizi’ nin resmedildiği bir minyatürü de görebilirsiniz.
Satranç Ve Meşhur “Buğday Tanesi”
[better-ads type=”banner” banner=”28″ campaign=”none” count=”2″ columns=”1″ orderby=”rand” order=”ASC” align=”left” show-caption=”1″ lazy-load=””][/better-ads]
Satranç söz konusu olduğunda hep aynı konular konuşulur. Bunlardan ilki, Stefan Zweig’ in aynı adlı romanıdır. Sıkça anlatılan bir diğer şey ise satranç ve meşhur buğday tanesi ile ilgili hikayedir. Kaynağı belli olmamakla beraber, anlatılan hikayeye göre bir kral, sözlerinden çok memnun kaldığı bir bilgine kendisinden ne istediğini sorar. Bilgin, 64 kareden meydana gelen bir satranç tahtasında, ilk kareden başlayarak her karede 2’ nin üstü kadar buğday tanesi vermesini ister. Matematiğinizi biraz zorladığınızda ilk karenin iki üstü sıfır yani bire eşit olduğunu ancak iki üzeri on altının ciddi sayıda buğday tanesine eşit olduğunu kendiniz de hesaplayabilirsiniz.
Gambit Ne Demek?
Netflix’ in popüler dizilerinden bir tanesi olan Queen’s Gambit satranç, yakın tarih ve güçlü bir kadının kendini gerçekleştirme hikayesini anlattığı için kısa zamanda popüler oldu. Peki diziye ismini veren “gambit” ne anlama geliyor? Gambit, sözlük anlamı olarak, “belli bir avantajı duruma gelebilmek için, çeşitli satranç taşlarını feda etmek” anlamına gelir. Günümüzde popülerlik kazanan Queen’s Gambit dizisi, satranç tutkusunun peşinden giden ve türlü zorluklara karşı koyan bir kadın karakterin hikayesini konu edindiği için diziye “Queen’s Gambit” yani “Vezir Fedası” ismi verilmiştir. Bu arada dilimizde “vezir” olarak geçen satranç taşının İngilizce’de “Queen” yani “kraliçe” anlamına geldiğini de belirtmekte fayda var.
“Kör” Satrancı Nedir?
Başarılı bir satranç oyuncusu olmak isterseniz yapmanız gereken sık sık satranç oynamaktır. Ancak kendiniz için bir rakip bulamadıysanız veya satranca ayıracak vaktiniz yoksa, “zihinsel satranç” veya daha sıkı bir pratik metodu olan “kör satrancı”nı tercih edebilirsiniz. Yani 64 kareden meydana gelen bir satranç tahtasını ve tüm satranç tahtasını zihninizde canlandırabilir ve kendi sanal satrancınızı oynayabilirsiniz. Günümüzde iki rakibin gözlerini bağlayarak satranç oynamalarının nedeni, zihinlerinde satranç tahtası ve taşları daha iyi canlandırabilmektir. Netflix ile gündeme gelen Queen’s Gambit’ de ana karakterin geceleri uyumadan önce sürekli zihinsel satranç oynadığı sahnelere dizide rastlamanız mümkün.
Bir Tarafta ABD Diğer Tarafta Sovyetler!
Sovyetler Birliği, coğrafi konum olarak İran’ a yakın olduğu için satranç tarih içinde kısa zamanda Rusya’ da yaygınlaştı ve popüler bir oyun haline geldi. Amerika ve İngiltere’ de ise satrançta ustalaşmak, anatlitik zekanızın ve stratejik düşünce kabiliyetinizin artması anlamına geliyor. Günümüzde dünyanın farklı ülkelerinde pek çok aile, çocuklarının küçük yaşlarda satranç oynama alışkanlığı kazandırmaya çalışıyor. Satrancın temelde bir strateji oyunu olması, özellikle çeşitli savaşlarda satranç oyuncularının farklı pozisyonlarda ordularda görev almasına neden oldu.
Örneğin 2. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’ de şifreli Alman mesajlarını çözebilmek için bir tür ekip kuruldu. Ekip dahi matematikçilerden, bulmaca konusunda uzman isinmlerden ve elbette satrançta ustalaşmış isimlerden oluşuyordu. Peki ne oldu da satranç, ABD ve Sovyetler Birliği arasında bir tür rekabet konusu haline geldi?
İkinci Dünya Savaşı sonrası “soğuk savaş” patlak verdi. Birbirinin rakibi / düşmanı olan ABD – Batı Ülkeleri ile Sovyetler Birliği birbirlerinin rakibi haline geldiler. Tüm dünya bu iki süper gücün fiziksel bir savaşla birbirlerine saldırmalarından çekiniyordu. Soğuk Savaş sırasında Afganistan veya Vietnam’ da çeşitli küçük savaşlar çıkmış olsa da, bir dünya savaşının çıkması engellenmişti. Bu durumda iki süper güç, kendi üstünlüklerini farklı şekillerde göstermeyi hedeflediler. Olimpiyat Oyunları, uzay yarışı, teknoloji rekkabeti ve bir zihin sporu olan satranç bunlardan birisiydi. Bu nedenle özellikle soğuk savaş süresince ABD ve Sovyetler kendi satranç ustaları yetiştirmeye başladılar. Özellikle 1970’ li ve 80’ li yıllarda Boris Spassky ve Bobby Fischer arasında meydana gelen maçlar “Doğu Bloğu” ve “Batı Ülkeleri” arasındaki savaşın vücuda gelmiş hali gibiydi. Yine bu yıllarda tüm dünyada satrancın sevilen ve popüler bir oyun olmasını sağlamıştır.
[better-ads type=”banner” banner=”27″ campaign=”none” count=”2″ columns=”1″ orderby=”rand” order=”ASC” align=”center” show-caption=”1″ lazy-load=””][/better-ads]
Yapay Zeka Ve Satranç
Satranç hamleleri matematiksel olarak kolayca modellenebilir. Bu nedenle özellikle yapay zeka araştırmalarında satranç sık sık tercih edilen bir oyundur. 1997 Yılında Deep Blue adlı bilgisayarın Rus Satranç Ustası Garry Kasparov’ u yenmesi, günümüzde yapay zekanın gelişmesindeki önemli ve bir o kadar da “ürkütücü” adımlardan bir tanesiydi. Günümüzde yapay zekanın “Go” ya da “Poker” gibi strateji gerektiren diğer bazı oyunlarda da insanları alt ettiğini görebiliyoruz.
Youtube: https://www.youtube.com/c/KesinBilgiTR/
Twitter: https://twitter.com/Kesinbilgiyt/
İnstagram:https://www.instagram.com/kesinbilgitr/
Facebook: https://www.facebook.com/kesinbilgitr/
Pinterest: https://tr.pinterest.com/kesinbilgi/
Adreslerinden takip edebilir, Paylaştığımız Tüm Güncel İçeriklere Ulaşabilirsiniz. İlgi ve Alakanız İçin Tekrardan Teşekkürler…